Türk halk müziği, Türk duygu ve düşüncesinin, Türk ruhu ve toplumsal yaşamının tarih içindeki olaylar doğrultusunda; coğrafi konum ve göçlerin de etkileriyle yaratılan ve biçimlenen ürünleridir.
Bu müzik, Türk köylüsünün, Türk göçerlerinin, büyük kasabaların eski ve yerli halkının; Türk trubadurları olan âşıkların müziğidir. Folklorik, anonim bir karakter taşır. Yaratıcıları belli değildir.
Yayıldığı Alan
Batıda Adriyatik kıyılarından başlayarak bütün Balkanlar’da, Anadolu’da; doğuda Sibirya’da, Lena ırmağından, Çin Seddine kadar uzanan topraklarda, Kırım’da, Urallar’da, Kuzey İran’da, bütün Orta Asya’da, Arap Yarımadası’nın Anadolu’ya yakın yörelerinde, başka deyişle Türkçenin konuşulduğu her yerde Türk halk müziğine ve onun çalgılarına rastlayabiliyoruz.
Kaynakları
Türk halk müziğinin iki büyük kaynaktan beslendiği görülür:
- Âşıklar
- Türkü Yakıcılar
Bu iki grup halk sanatçıları, çeşitli eski ezgilerden akılda kalanları bilmeyerek, bir başka söz altında birleştirmek suretiyle yeni yeni türkülerin meydana gelmesine neden olurlar. Bu işi yaparken daha önceden bilinen kuralları uygulamayı düşünemezler, uygulayamazlar, müzik bilgileri yoktur. Bu işi içgüdüleriyle yaparlar. Aşıklardan bir çoğu eskiden yaşamış büyük ozanların deyişlerini, yetiştikleri yörenin müziği ile söylerler.
Türk Halk Müziğinin İşlediği Konular Nelerdir?
Mevcut repertuardaki ezgiler incelendiğinde, Türk halk müziğinin doğumdan ölüme bütün doğal ve toplumsal olayları işlemiş olduğu görülür.
Türk halk müziği kahramanlık türküleri, ağıtlar, esnaf türküleri, tarımla ilgili türküler, tarihsel büyük olayları işleyenler, aşk türküleri, ilahiler, nefesler, tören türküleri, çocuk türküleri, ilençler, dağ, ova, yayla havaları vb. ile alabildiğine geniş bir repertuara sahiptir.
Müzik Yapısı
Müzik yapısı yönünden Türk halk müziği iki ana başlık altında toplanır:
1. Uzun Havalar
Ölçü ve ritim bakımından özgür oldukları halde, dizisi bilinen ve dizi içindeki seyri belli kalıplara bağlı bulunan ezgilere «uzun hava» denir. <Bozlak, maya, garip, kerem, hoyrat, divan, kesik, yanık, müstezad, aydos, eğin, türkmeni, kayabaşı, yüksek hava, dağ havası, gurbet havası gibi adlar altında yöre yöre söylenen ezgiler uzun havalardır.
2. Kırık Havalar
Ölçü ve ritmi bilinen ezgilere «kırık hava> denilir. <Zeybek, hortlatma, bengi, güvende, halay, bar, horon, hora, kaşık havası, karşılama, sallama, yallı, şıkırdım havası, ninanay havası, gakgilli havası, dımıdım, sipsi havası, sağma, zahma, samah, metelik, kolbastı> vb. gibi ezgiler kırık havadan başka bir şey değildir.
Türk Halk Müziği Çalgıları
Türk Halk müziği çalgıları, yapı ve çalınışlarına göre dört grupta toplanır.
1. Tezeneli çalgılar,
2. Üflemeli çalgılar,
3. Yaylı çalgılar,
4. Vurmalı çalgılar.
- Tezeneli çalgılar
a) Bağlama Ailesi: Divan sazı, meydan sazı, bağlama, tambura, cura.
b) Tar
Eski zamanlarda yapı ve çalınış itibariyle bağlamanın aynı olmakla beraber değişik adlarla bilinen çalgılar şunlardır: «Bulgari – bozuk – çalgı – çekü – çöğür – dabılga – dambıra – damura – dıngır – dıngıra – gılbut – kocesan – gumuz – ikitelli – ırızva – kara düzenti – tan – tokur – zımbara vb.
2. Üflemeli çalgılar
Adından da anlaşılacağı gibi üflemek suretiyle seslendirilen çalgılara üflemeli çalgılar diyoruz.
Bu çalgıları «Dilli üflemeliler», «Dilsiz üflemeliler», «Kamışlı üflemeliler» ve «Tulumlu üflemeliler» olmak üzere dört ana başlıkta inceleyeceğiz.
- Dilli üflemeliler; Çoban düdüğü, dilli düdük, kaval düdüğü, tütek, dillice, yelli düdük, dilli damak, hoppü, hüsüttük, şudurbu, höbü vb. çalgıları dilli üflemelilere örnek olarak gösterebiliriz. Hemen hemen hepsi de, ağacın içi oyulmak suretiyle yapılır.
- Dilsiz üflemeliler; pirinçten ya da ağaçtan imal edilir. Boyları 20-80 cm. arasında değişir. Genellikle çoban kavalı olarak tanınır. Kartal kemiğinden yapılan çığırtma da, dilsiz üflemeli çalgılardandır.
- Kamışlı üflemeliler; Üflemeli kamışlı çalgıların en yaygını zurna ailesidir. En küçüklerine “cura zurna” ve “zil zurna”, orta büyüklükte olanlara “orta kaba zurna”, en büyüklerine de “kaba zurna” denir.
Zurnadan sonra su kamışından yapılmış sipsi gelir.
Mey ailesi cura mey, orta mey ve ana mey olmak üzere üç ayrı boydadır. - Tulumlu üflemeliler; halk arasında tulum zurna ya da tulum olarak bilinir. Trakya ve Doğu Karadeniz yöresinde kullanılır.
Bunlardan başka iki ayrı sipsiyi yanyana getirerek birbirine bağlamak suretiyle yapılan, çifte diye bilinen bir halk çalgısı da Anadolu’nun çeşitli yörelerinde kullanılmaktadır.
3. Yaylı çalgılar:
Yay ile çalınan halk çalgılarının adları ve biçimleri ne olursa olsun düzeni, tel sayısı ve çalınış biçimi birbirinin aynıdır. Teller 4’lü aralıklarla akort edilir. (re, la, mi gibi).
Yaylı çalgıların adlarını şöylece sıralayabiliriz: «Iklığ, ıhlık, ığlık, gıvgıv, gıygı, gıygırak, gıygıy, gangılı, hegit, eğit, kemençe, kıcak, gışak, gıçık, gıyak, gıcak, gişek, giçek, kıl kopuz, kırbız, kabak kemene, kemane, nahora, yay».
4. Vurmalı çalgılar:
Vurmalı çalgıların başında türlü boyutlarda olan davul gelir. Geniş bir kasnağın iki tarafına deri gerilerek yapılan bu çalgı, zurnanın en sadık arkadaşıdır. Tokmak ve çubukla çalınır. Davuldan sonra tef, darbuka (deblek, dümbelek) koltuk davulu, çifte nara, baraban, tabla, gibi adlarla bilinen derili vurmalılardan sonra zil, kaşık, zilli maşa, çalpara gibi adlar alan vurmalılar gelir.
Derlemeler
Türkiye’de ilk müzik derlemeleri İstanbul (Darülelhan) Belediye Konservatuvarı tarafından dört kez yapılmıştır. Bundan sonra Ankara Devlet Konservatuvarı adına Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve teknisyen Rıza Yetişen’den kurulu bir ekip, 1937 yılından 1957 yılına kadar 18 derleme yapmıştır. Ayrıca Milli Kütüphane 1957 ve 1968 yılları arasında 6 derleme yapmıştır. TRT, 1961 ve 1967 yılları arasında 8 derleme yapmıştır. Bu derlemelerde yaklaşık olarak 15.000 ezgi, plak, ya da bantlara kaydedilerek ilgili kuruluşların arşivlerinde saklanmıştır. Halk müziği toplu seslendirmeler konusunda ilk çalışmalar 1940-1941 yıllarında Ankara Radyosunda Muzaffer Sarısözen’in şefliği ve sorumluluğu altında «Yurttan Sesler» adıyla başlamış, daha sonra İstanbul, İzmir ve Erzurum Radyolarında da aynı adla topluluklar oluşturulmuştur. Bunların dışında türlü derneklerin ve okulların amatör halk müziği toplulukları kurdukları da görülmektedir. 1
- Müzik Ansiklopedisi – Faruk Yener ↩︎